16 Haziran 2015 Salı

Posta Kutusundaki Mızıka: Kitap Tanıtımı

" Sevgili dost, Sana ne yazacağım ki, ellerim titremeye başladı. Tokatlı Kani'den ödünç aldığım iğneli dilim dolaştı. "Ne güzel!" diyecektim oysa, bir dostla yanında değilken konuşmak. Ne güzel diyecektim, mektup mu; yazarak susmak. "
Sevgili dost diye başlamış Ali Ural yazısına ve sevgili dost diyerek de bitirmiş. Okurken altını çizmelere doyamadım kitabı.
Bir yerlere de ben bir şeyler karaladım.
Ali Ural sevgili dostum. Hiç tanışmadık ama bir sürü mektup yazmış bana. Beni tanımadan bendekileri anlatmış hep. Nasıl bu kadar iyi bilebilir ki beni. Ya da her anlattığında ben mi kendimden bir şeyler buldum yazdıklarında. O yüzden mi her sayfada altını çizdim sevdiğim satırların.
Sevgili dost sende okumalısın bu kitabı, sende kendinden bir şeyler bulmalısın her satırda. Kendini önemseniyor ve özel hissedeceğinden eminim bu kitabı okurken. Sevgili dost! hayat hakkında, hayatın hakkında düşünmek ister misin? Oku o zaman bu kitabı bir dostun sıcaklığını ve kalbine dokunan bir el hissedeceksin.

Sevgili Dost,
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi. 
Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz? (Arka Kapak)

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Artemisin Feneri Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang