21 Kasım 2014 Cuma

FİLM TANITIMI: DOGVİLLE !!

                                                        Dogville poster.jpg
Uzun bir aradan sonra size entelektüel açıdan tavan yapmış bir film önereceğim. Dogville... Böyle diyorum çünkü filmin her sahnesinde, oyuncuların her mimiklerinde ayrı ayrı mesajlar bulacağınız bir film.
 Filmi izlerken ilk 45 dakikada zorluk çektim. Ama sonrasında yarıda bırakmadığım için sevindim. Mekan olarak çizilmiş, kapısız, duvarsız evler olağan dışı olduğu için zorlanıyorsunuz. Fakat oyuncular ve efektler sayesinde gerçekten orada kapı varmış gibi görüyorsunuz bir süre sonra.

[fog.jpg]
Dogville Kasabası
 Baş rolde Nicole Kidman'ın hayat verdiği güzel, zengin ve polyanna kızımız Grace var. mafyadan kaçan Grace kendini herkesin birbirini tanıdığı, sıcak, samimi ve güvenilir insanların olduğu Dogville kasabasında bulur. Kasabanın genç filozofu Tom onu mafyadan saklar ve kurtarır. Grace'in kasabada yaşaması ve kasaba sakinleri tarafından kabul edilmesi için ona yardım eder. Buraya kadar her şey normal ve gayet objektif. Asıl olaylar bundan sonra başlıyor. Bir insan ancak bu kadar suistimal edilebilir diyorsunuz. Polislerin kasabaya gelip gitmesiyle Dogville kasabası Grace'in onlara muhtaç olduğunu düşünür. İşte bundan sonra kasaba Grace için dayanılmaz ve çekilmez bir hal alır. 
Nicole Kidman
 İçerik olarak film birey-toplum çatışmasını sert bir dille anlatmış. Sürü psikolojisiyle hareket eden toplumun birey üzerindeki etkisini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Bireyi nasıl hissizleştirdiğini, onu bir nesne haline dönüştürdüğünü ve amaçları doğrultusunda gerekirse köleleştirdiğini anlatıyor. Sürü psikolojisiyle hareket eden Dogville yaptıkları iyiliğin karşılığını acımasız ve doyumsuz bir şekilde istiyor. Grace'i zincirlemekten tutunda tecavüze kadar yapılan bu bedel ödeme işi Dogville tarafından o kadar olağan karşılanıyor ki ona yardım eden ve sevdiğini söyleyen Tom dahi bu durumu sorgulamıyor. Hatta filmin sonunda sorguladığı tek şey Grace oluyor. Öyle ki onu mafyalara teslim etmekte hiç çekinmiyor. Burada da aşkı ve sevgiyi sorgulamak lazım. Filmin en başında ortaya çıkan ve  Tom'un yaktığını söylediği o kartvizit aslında hep Grace ve Tom arasındaymış. 
 Film sırasında Grace'in polyanna halleri sizi biraz sinir edebiliyor. Ama senaryo öyle iyi kurgulanmış ki bu konuda filmin sonunda tatmin oluyorsunuz. Mafyaların kasabaya gelişiyle Dogville hiç beklemediği bir muameleyle karşılaşıyor. Mafya lideri kızımızın babasıymış. İyi kalpli kızımız Grace babası gibi olamamak adına mafyadan kaçmış meğer. Filmin sonlarına doğru babasıyla konuşması oldukça etkileyiciydi. Grace'i kendine getirende bu konuşma oldu.
 ''Herkesi affetmek kibirden başka bir şey değildir'' sözü Grace'e Dogville'den intikam alma arzusu yaratıyor. Burada da bize zaman içerisinde toplumdaki rollerin değişebileceği anlatılmaya çalışılmış. Dediğim gibi film sonuyla sizi tatmin ediyor. Herkesin ölümüyle biten filmde son olarak Grace ve Dogville'nin korucusu, Grace'i ilk karşılayan kişi köpek Musa kalıyor. Ha bu kadarına gerek var mıydı bilinmez. Ama anlatılmak istenen ve verilen mesajlarla gayet güzel ve spesifik bir film. Tavsiye edilir :))


         
 

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kore Dizisi Tanıtımı: You're All Surrounded, Cunning Single Lady, Doktor Stranger

Tabi ki ben Kore dizilerinden de eksik kalmıyorum. O kadar iyiler ki eksik kalmak olmaz ki canım, ayıp yani. Sene olmuş 2014. Dünya'yı sallayan bir Hallyu kasırgası var. Bu kasırgadan benimde etkilenmem şarttı tabi. Öyle ki bu dördüncü senem. Üniversiteyle birlikte ne kadar Kore'yle ilgili şeylerle ilgilenememiş olsam da vakit buldum mu hiç kaçırmam başlarım bi kore dizisine. Bu aralarda boş zamanım oldukça fazla. Size yeni bitirdiğim ve çok sevdiğim dizileri tanıtacağım.

YOU'RE ALL SURROUNDED
Dizimiz Gangnam polis merkezinde geçmekte. Genel olarak Seo pan seok ve dört çaylağının(Eun Dae Koo, Eo Soo Sun, Park Tae Il ve Ji Kook) maceralarını ve geçmişte yaşadıklarını anlatmakta. 
Ben beni mutlu eden dizileri izlemeyi severim ve bu diziyi izlerken de oldukça mutlu oldum. Öyle ki kahkaha krizine girdiğim oldu. Hele bi piknik sahnesi vardı ki... Neyse anlatmıyorum kesin izleyin :D
Ha bide bunların aşkların vardı :))
Dikkat!!
Dizideki karakterlerin her birinin bir hikayesi var. İzlerken bazen göz yaşlarınıza, bazen de kahkahalarınıza engel 
olamayacaksınız :)

CUNNİNG SİNGLE LADY

+
Dizinin Konusu: Ae Ra mühenlik okuyan Jung Woo ile tanışır. Bir süre sonra evlenirler. Maddi sebeplerden dolayı anlaşamazlar ve boşanırlar. Boşandıktan sonra Ae Ra zor bir yaşam sürer. Jung Woo ise başarılı bir iş adamı olur. Bunun üzerine Ae Ra, Jung Woo ile tekrar evlenmeye çalışır. 
Diziye Joo Sang Wook için başlamıştım. İyi ki de başlamışım. Dizi 1-2 bölümde inanılmaz çekti kendine. oturup arka arka 5 bölüm izlediğim zamanlar oldu. Lee Min Jung ve Sang Wook o kadar tatlı bir çift olmuşlar ki kesin izlenmeli diyorum :)) 

DOKTOR STRANGER

Çocukken, Park Hoon ve onun babası Kuzey Kore tarafından kaçırılır. Kuzey Kore'de Park Hoon, zaten bir doktor olan babası tarafından bir doktor olmak için eğitilir. Park Hoon göğüs cerrahı alanında bir deha olur ve daha sonra Güney Kore'ye kaçar.

 Park Hoon Güney Kore'nin en iyi hastanesi olan Dong woo Üniversitesi Hastanesi'nde bir doktor olarak çalışmaya başlar, ama o kendini tam bir yabancı gibi hisseder. O, Kuzey Kore'den sevdiği kadını getirmek için para kazanmak için her şeyi yapmaya hazırdır.



Açıkçası bu dizinin sonunda hayal kırıklığına uğradım. Ama izlemeye değer diye düşünüyorum. çünkü son bölüme kadar heyecanını kaybetmedi. Eğer boş vaktiniz varsa izleyin :)  





4 Ağustos 2014 Pazartesi

Film Listem: BİLİM KURGU, AKSİYON

Ben çok fazla yabancı dizi ve film seyreden biriyim. Tür olarak da bilim kurgu filmleri olmazsa olmazlarım arasında. Bu filmleri izlerken kendimi başka bir dünyadaymışım gibi hissediyorum. Ülkemiz bu türde ne kadar geri kalmış olsa da yabancı ülkeler bilim kurgu filmlerinde her gün yeni bir çığır açmakta. İşte en beğendiklerim: 
1. ELYSIUM, YENİ CENNET
Kesinlikle izlenmesi gereken bir film..
Konusu= Çoktan çökmüş olan dünyayı ve beraberinde insanlığı daha temiz bir dünyaya taşımak. Tıpkı Prometheus'yi çağrıştırırcasına, Yunan mitolojisine göndermeler içeren Elysium'da, 2154 yılında dünyada hala varlığını sürdürebilen yegane iki sınıfın çatışması temel alınmakta. Elysium'un varsıl ve şanslı "egemenleri" teknoloji alanında üst düzey bir gelişim gösteren gezegenlerinde lüks içerisinde yaşarken; "çürümüş dünya"da geri kalan kalabalık insan topluluğu tedavi ihtiyaçları için bile Elysium'a ihtiyaç duymaktadır.

Ancak iki gezegen arasında yapılan anlaşmalar gereğince Elysium'a girmeleri kesin suretle yasaktır. Ta ki Elysium'a gitmekten başka çaresi kalmayan Max isimli sıradan bir adam çıkana dek...

 2. AÇLIK OYUNLARI 1 ve 2 
Bu filmin kitabını da okumuştum. Üçüncü filmi sabırsızlıkla bekliyorum :) 
Yakın bir gelecekte Kuzey Amerika kuraklık ve arkasından gelen yangın ve kıtlıklarla zayıflayarak çökmüş; yerini bir başkent ve 12 eyaletten oluşan Panem adında bir ülkeye bırakmıştır. Bu yeni ülkede her sene eyaletlerden kura ile seçilen ikişer gencin katıldığı "Açlık Oyunları" düzenlenmektedir. Kısmen eğlence amaçlı, kısmen de halka göz dağı vermeyi hedefleyen bu oyunlar, ayrıca tüm Panem ülkesinde televizyonlardan da izlenmektedir. 24 farklı 'yarışmacı' bütün televizyon seyircilerinin gözleri üzerindeyken, rakiplerini eleme ve hayatta kalma mücadelesi vermektedirler. 

Katniss'in 16 yaşımdaki kız kardeşi Primrose, maden yataklarıyla ünlü eyaletin 'kadın yarışmacısı' olarak seçildiğinde Katniss onun yerini almak için gönüllü olur. Erkek katılımcı Peeta ile Katniss, kendilerinden yaş ve kuvvet açısından daha büyük, güçlü ve ömürleri boyunca bu an için eğitilmiş olan rakiplerine karşı ayakta durmaya çalışırlar...
3. BAŞLANGIÇ 
Hayatımda izlediğim en iyi film. Leonardo Dicaprio dendi mi o film izlenir zaten.
Dom Cobb uzmanlık alanı, zihnin en karanlık ve savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb'un bu nadir insanlarda görülebilecek yeteneği, bu ender rastgelinebilecek mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur.
Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız ?başlangıç'ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.
Filmin son sahnesi. İzledikten 1 saat sonra bile bu şeyi düşünüyor olacaksınız :)
Umarım beğenirsiniz. İyi seyirler :))) 
  Google+
 



2 Ağustos 2014 Cumartesi

Çekiliş Haberi

Arkadaşlar sizlere daha önce çekiliş haberlerini de duyuracağımı belirtmiştim. Şimdi size okuma listemdeki üç bloğun harika çekilişlerini sunacağım :)
1. My Little Maskara bloğu 'Yaza Meraba' çekilişi düzenlemiş.
Çekilişe katılmak için tık tık :))

2. Gözde Okul bloğunun çekilişi katılmak için tık tık :)

İşte karşınızda beklenen çekiliş yazısı! Ürün seçimini yaparken kullandığım, beğendiğim ve başkalarının da iyi yorumlar yaptığı ürünleri seçmeye çalıştım. Ürünlerin hepsi yeni ve hiç kullanılmamıştır. Öncelikle ürünleri tanıyalım.İlk olarak tırnak ürünlerinden başlıyorum. Severek kullandığım P2 markasının 3 tane ojesini hemen ekledim. Daha önce nereden alabiliriz?, çekiliş yaptığında koyar mısın? gibi sorular almıştım. P2 markası dmadındaki bir kozmetik marketinin kendi ürünü ve bence oldukça da kaliteli. Essence ile aynı ayarda ama ben daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ojelerinin sürümü, rengi ve kalıcılığı oldukça başarılı ve Essence’dan daha iyi. Rossmann gibi belki dm de Türkiye’ye mağaza açmayı düşünürse bu markanın ojelerinden alabileceğiz. Ek olarak, Born Pretty Store nail art bantlarından pembe 1 tanesini koydum.Ellere bakım için ise Balea’nın papaya özlü el kremi ve yoğun bakım için P2 markasının eldivenlerinden eklemeyi de unutmadım. P2’nin eldivenin özellikle kışın soğuktan kuruyan ellerime gece bakımı için kullanıyorum. Bazen ise bir yandan el ve tırnak bakımı yaparken bir yandan da diğer işlerimi halledebilmek için eldivenleri takıyorum. Bende 3 farklı markanın eldiveni var ama en rahat olanının bunlar olduğunu söyleyebilirim.En en en çok sevdiğim dudak nemlendiricim bebe zartrose! Tesadüfen tanıştığım bu nemlendiriciyle aşk yaşıyorum resmen. Sürdüğümde kokusu her seferinde bana pirinç unlu muhallebiyi hatırlatıyor ve dudaklarımı yumuşacık yapıyor. Bu ürünü eklemesem olmazdı. Ek olarak 2 tane deneme boy ürünüm var. İlki Bioderma’nın Exfoliating gel yani peeling jeli. Benim de haftada 1 kullandığım bir ürün. Minik tanecikleri olan bu ürünü doktorum önermişti. Bir diğer minik boy ürün ise Chanel Le Lift yüz kremi.Son olarak vücut ürünleri; yazın sıcağında terden korunmak için Nivea’nın Stress Protect deodorantının seyahat boyunu ben çantama yedekledim bile. Ferahlatıcı mango kokusuyla Balea Vücut spreyini son zamanlarda sık sık kullanıyorum. Vücut nemlendiricisi olarak Traclemoon’un muhteşem meyve kokularını duymayan yoktur. Seyahat boy vücut kremi ve hem kremin emilimini arttıran hem de kan dolaşımını hızlandırıcı masaj yapan masaj aletini çekilişe dahil ettim.
3. Makeup By Jade bloğu 1. yılı kutluyor..
Çekilişe katılmak için tık tık :))

Şimdiden herkese iyi şanslar :)

1 Ağustos 2014 Cuma

Kitap Tanıtımı: Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer

Dikkat! İçerde Felsefespri var!
"Yılın en matrak çoksatarı" -The Boston Globe
"Çok güldüm, çok şey öğrendim, çok sevdim" -Roy Blount Jr.
Felsefe mi? Felsefeyi anlamak için büyük bir dehanın zekâsına ve peygamber sabrına sahip olmak gerekir. Bu doğru değil! Bu komik, ele avuca sığmaz, çok yönlü ve zengin içerikli kitap bu efsaneyi yerle bir ediyor.
"Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer…" ile birlikte kendinizi olağanüstü eğlenceli bir felsefe dersinin içinde bulacaksınız. Felsefi kavramların esprilerle nasıl aydınlatılabileceğini, mizahın da aslında büyüleyici bir felsefi içerik barındırdığını göreceksiniz. Ama bir dakika… Bu iki kavrayış yolu, yani felsefe ile espri aynı şey mi yoksa? Fıkra ve esprilerin kuruluşu ve etkisiyle felsefi kavramların kuruluşu ve etkisi aynı malzemelere dayanmaz mı? İkisi de aynı şekilde aklımızı gıdıklamaz mı? Şey, biraz düşünüp sonra söylesek?
Harvard'lı iki felsefe profesöründen "güldürürken düşündüren" bir Stand-Up…Yazarı: Thomas Cathcart & Daniel Klein
Felsefeyi oldum olası sıkıcı bulmuşumdur. Lise ve üniversite hayatım boyunca hep sınırda geçtim felsefe derslerini. Bu kitabı arkadaşımın sayesinde almıştım. Felsefeyi komik hikayelerle anlatan ilginç bir kitap, keşke felsefe dersi aldığım zamanlar okusaydım dediğim bir kitap. Çünkü kitap elimde 1 ay süründü. Onun üstüne ne kitaplar geldi de geçti. Kitabı bitirmeme rağmen bilgi kısımlarını okumadım bile sadece hikayelerini okuyup geçtim.
Eğer üniversitede yada lisede felsefe dersiniz varsa okuyun derim. Çünkü bazı hikayeleri oldukça eğlenceli. Size 'Tümdengelimli Mantığı' anlatan hikayesini paylaşmak istiyorum.

Yaşlı bir kovboy bara girer ve bir içki ısmarlar. Barda oturmuş viskisini yudumlarken genç bir kadın gelip yanına oturur. Kovboya döner ve ''Siz gerçekten bir kovboy musunuz?'' der.
Kovboy, ''Eh'' der, ''tüm hayatımı çiftlikte at sürülerini güderek, çit tamir ederek ve sığır damgalayarak geçirdim. Yani, öyleyim herhalde.''
Bunun üzerine kadın, ''Bense bir lezbiyenim'' der, ''Hayatım boyunca hep kadınları düşündüm. Sabah kalkar kalkmaz ilk işim kadınları düşünmektir. Duş alırken veya TV izlerken her şey aklıma kadınları getirir.''
Kadın gittikten sonra bu sefer genç bir çift gelir ve kovboya ''Affedersiniz'' derler. ''Siz gerçekten bir kovboy musunuz acaba?''
Adam genç çifte bakar. ''Vallahi,'' der, ''bu yaşıma kadar öyle biliyordum ama lezbiyenmişim meğer.''
    

Çekiliş Haberi

Arkadaşlar  yenibloğumda sizlere çekiliş haberlerini de uyduracağım. Uzun zamandır okuma listemde olan bir bloğun çekilişi olduğunu duydum ve sizlerle de paylaşmak istiyorum :)
Güzellik ve Bakım 1. Yıl Çekilişi ♥♥Herkese Merhaba!
Ağustos ayının ilk haftası blogumun 1. yılı kutlayacağım. Bu kutlama içinde sizlere hem çok sevdiğim hemde blogumda yorumladığım ürünlerden bir paket hazırlayıp, bir okuyucuma göndermek istedim. Açılış çekilişimde olduğu gibi 1. yıl çekilişimde de Türkiye'de bulunmayan ürünleri seçmeye özen gösterdim.
Geçenlerde yazdığım yurtdışı alışverişi yazımda gördüğünüz ürünlerin bir çoğu çekilişimde bulunmakta. Bazıları yedeği olduğu için çekiliş sepetinin içerisine girdi. Bazılarıda çok beğenildiğinden yurtdışından tekrar istenip, gönderildi :):) Buradan ablama tekrar çoook teşekkür ediyorum beni ve sizi kırmayıp postaladığı için :)
Bu kadar uzun girişten sonra gelelim çekilişim de hangi ürünler var;

  • Zoeva Klasik Fırça Seti
  • Balm Shelter (Kazananın renk tonuna göre alınacak)
  • Yves Rocher Fondöten (Kazananın renk tonuna göre alınacak)
  • Maybelline Ruj (Feel Pink)
  • İQ cosmetics Ruj (Golden Honey)
  • Catrice Dudak Kalemi
  • Emily Dudak Kalemleri
  • Essence Göz Kalemi
  • Maybelline Rocket Mascara
  • Catrice Kapatıcı
  • Catrice Tekli Far (2 farklı renk)
  • Catrice Allık (Neon Pembe)
  • Essence 5'li Far Paleti (Love Letters Koleksiyonu)
  • Avon Sıkıştırılmış Pudra
  • My Body Deodorant 
  • My Body El Kremi
  • Palmolive Duş Jeli
  • Benri Aseton
  • Essence Oje (3 farklı renk)

Umarım hediyelerim hoşunuza gitmiştir. Sürekli kullandığım ve memnun kaldığım ürünleri size hediye etmek istedim. Bide dediğim gibi yurt dışında olan ürünleri.

Bu adrese tık tık :))


31 Temmuz 2014 Perşembe

MÜZİK ÖNERİSİ: BOYCE AVENUE

Takip ettiğim bloglardan birinde keşfetmiştim bu grubu. O günden sonra bağımlısı oldum diyebilirim. 3 kardeşin kurmuş olduğu bir grup(Pek yakışıklı sayılmazlar :) İspanyollar ama güzel bir aksanları var. Yaptıkları coverlarla tanınmışlar. Bazı coverlar orijinaller hallerinden daha güzel. Grubun en çok beğendiğim üç parçası var. Onları sizinle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle grubun en sevdiğim parçası 'Find Me'. Hatta bu şarkıyı zil sesim bile yaptım. Dinlediğimde beni benden alan, geçmişteki anılarımı canlandıran bir melodisi var.  
En beğendiğim ikinci şarkıda 'On My Way'. Solistin sesinin güzelliğini en derinden hissedebileceğiniz bir şarkı.
Son olarak da 'When The Lights Die' var. 
Şarkıları sözlerinin olduğu videoyla paylaştım. Umarım daha yararlı olur :)
Paylaştığım şarkılar genelde romantik tarzda. Grubun Pop-Rock tarzında şarkıları da var kesinlikle onları ve coverlarını dinlemelisiniz :)

Kitap Tanıtımı ve Film Tanıtımı: AYNI YILDIZIN ALTINDA

TIME - 2012'nin En İyi Romanı 

#1 New York Times ve Wall Street Journal Bestseller 
Yıldızların hastalık ile sağlık, ölüm ile yaşam arasına çektiği ince çizgide gidip gelen iki gencin, sayılı günlerinde sonsuzluğu bulma hikâyesi... 
On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır. 
Fakat Agustus Waters isimli, yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır. 
John Green alçakgönüllü bir üslup ve son derece içten duygularla kaleme aldığı romanda hayatta kalma ve âşık olmanın komik, heyecan verici ve trajik yönlerini gözler önüne seriyor... 
"Hayatta, ölüme ve araya sıkışanlara dair bir roman olan Aynı Yıldızın Altında, John Green'in en iyi kitabı. Kahkaha atıyor, ağlıyor, hızınızı alamayıp tekrar okuyorsunuz." Markus Zusak, Printz ödüllü bestseller yazarı 
"Aynı Yıldızın Altında evrensel konuları ele alıyor: Sevilecek miyim? Hatırlanacak mıyım? Bu dünyada iz bırakabilecek miyim?" 
  Daha önce başlamalıyım dediğim ve iki günde okuyup bitirdiğim bir kitap oldu. Bu kitaptan sonra John Green'in diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Çünkü yazarın o kadar sade, o kadar içten bir anlatımı var ki elinde olmadan roman seni kendine çekiyor. Mesela 'O okurken uykuya dalar gibi aşık oldum: Önce yavaş yavaş, sonra bir anda.' kitapta çok beğendiğim bir cümleydi. Yazar aşkı ve ölümü öyle güzel anlatmış ki... Bazı kısımlarda kahkahalarınız göz yaşlarınıza karışıyor. 
Kitabın okurlarda büyük yankı uyandırması filminin çekilmesine de sebep oldu. Bende film çıkar çıkmaz koşa koşa gittim sinemaya. Keşke gitmeseydim. Filmden çıkarken eyelinerim yanaklarımın üstündeydi, kısacası rezil oldum:) Şaka bir yana gerçekten film çokk güzeldi.
Filmden çıktığımda aynı böyleydim ! :D

Birçok kitap filme çevrilmiştir ve bazıları size kitaptaki yaşadığınız duyguları veremez ve beğenmezsiniz. Bu film bu tabuyu yıkmış diyebilirim. Kitabın orijinalliği neredeyse hiç bozulmamış. Laf aramızda film kitaptan daha güzeldi :) 
Denemek istiyorum bu metaforu :)
Bende bir Augustus Waters istiyorum. Esprili, yakışıklı ve tek bacaklı :)

Ona aşık olmamak elde değil. Filmi izledikten sonra ilk işim onu araştırmak oldu tabi :D

Ayrıca filmin soundtrackları da oldukça i. En çok beğendiğimi sizinle paylaşacağım.
                                      
Kitabın ve filmin dünya çapında o kadar çok hayranı var ki kolyeleri, küpleri, tişörtleri gibi birçok eşyası yapılmış. 
Küpeler benim en çok beğendiklerim..
İlk olarak kitabı okuyun sonra filmini izleyin derim. Sizlerin de seveceğine eminim.
Şimdiden kolay gelsin :)

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Dizi Tanıtımı: ARROW !!

  Başlığa daha çok ünlemle doldurabilirdim ama tuttum kendimi inanın. Çünkü o kadar harika, o kadar inanılmaz bir dizi ki 2 sezonu da yalayıp yuttum diyebilirim. Benim gibi aksiyon, macera ve gizem seviyorsanız bu diziyi beğeneceğinizden eminim. 
  Öncelikle dizi bir gemi kazasında ıssız adaya düşen ve burda 5 yılını geçirdikten sonra evine dönen Oliver Queen'in ada hayatını ve döndükten sonra yaşadıklarını anlatmaktadır. Eskiden milyarder playboy olan Oliver Queen adadan bambaşka bir insan olarak dönmüştür. Annesi Moira, kardeşi Thea ve en yakın arkadaşı Tommy' de bunun farkındadır. Oliver Queen ise bu değişimi herkesten saklamaya çalışmakta ve eskiden ailesinin ve kendisinin yaptığı hataları düzeltmeye çalışmaktadır. Yaşadığı şehri yani Starling City'i eski ihtişamlı günlerine döndürmek için yasa dışı olan Arrow'a dönüşür. Ona bu yolculukta şoförü John Diggle eşlik edecektir.
  Size birazda dizi karakterlerinden bahsetmek istiyorum. Yazının bundan sonraki kısmı SPOİLER İÇERİR haberiniz olsun :))
                                          
İşte yakışıklı ve acayip kaslı başrölümüz Oliver Queen. Gerçek ismiyle Stephen Amell. Starling City'nin bütün kızlarını yakından tanıyor diyebilirim :)) Oyunculuğu oldukça başarılı. Dizide ne kadar sert görünsede gerçek hayatında çok tatlı bir kız babası. İşte bakın:)
Amannn pek tatlılar maşalllah :D
Kadın başrol de Laurel Lance. Gerçek ismiyle Katie Cassidy.
Bu kız hakkında pek iyi şeyler yazamıycam. Dizi boyunca gelgitler yaşadı durdu. Oliver ne buluyor bu kızda anlamıyorum. Gerçi Oliver baya çektirmiş kıza ama ne bu canım dön dolaş Laurel, dön dolaş Laurel. Sıkıldım anlıyacağınız bu kızdan. Neyse!!
İşte benim adamımm
John Diggle, gerçek adıyla David Ramsey. Afganistan'da askerlik yapmış, çok zorluklar çekmiş filan fırt. Oralar kötü, çünkü o konular geçtiğinde Müslümanlara laf ediyorlar(Yada ben fazla alınganlık yapıyorum, bilemiyorum). Neyse, gelelim adama. Bence oyunculuğunda gayet başarılı. Kendini sevdiren bir tarafı var. Dizideki favori karakterlerimden biri ayrıca.
Şapşik diyorum ben ona :D
İşte pc uzmanımız Felicity Smoak yani Emily Bett Rickards. Oliver Queen'e yanık. Bu yüzden Oliver'ın bu kızla olmasını istiyorum senaristler duyun benii. 
  
Meraklıları için Arrow'un sezon fragmanları

1.sezon

2.sezon

3.sezon

İzleyin, izlettirin :D


  

 

29 Temmuz 2014 Salı

MÜZİK ÖNERİSİ: Pera -Sensiz Ben

  Ilık bir yaz gecesinden sıcacık bir şarkı... Dinler dinlemez aşık oldum bu şarkıya. Geçmişte yaşadıklarımdan dolayı mı bilemiyorum ama bence büyülü bir şarkı. Solistin rahatlatıcı ve oldukça içten bir sesi var. Kesinlikle tavsiye edilir :)        

                       
   2008 yılında kurulan grup 2 seneden beri oldukça meşhur. Kuzey Güney, Medcezir, 20 Dakika, Güneşi Beklerken ve Kaçak Gelinler gibi dizilerde şarkılarıyla yer almışlar.Grup alternatif rock ve hardcore yapısında müzik yapmakta.Grubun 'Sensiz Olmaz' şarkısı da en son albümleri Giz'den. Bu albümün çok sevdiğim diğer bir şarkıda 'Kimseler'. Buyrun onuda dinleyin :)





BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Sıcak ve açlığın verdiği zorluklarla geçen hayırlı bir ayın sonunda bayrama ulaştık. Herkesin ramazan bayramı kutlu olsun.
El öpmeler, şeker toplamalar, eş-dost ziyareti, harçlıklar derken bu bayramda öylece geçiyor.
Dikkatleri çekmek istediğim konu ise Gazze. Evet oradakiler için elimizden hiç birşey gelmiyor ama en azından dua edelim. Günlük yaşantımıza çok normal bir şekilde devam ediyoruz ama ordaki müslümanlar bizim için, bizim dinimiz savaşıyor, şehit oluyor. Lütfen onlar için dua edelim. 
Birde şeker bayramı diyorlar meğer şehit bayramıymış!
 

YENİ BLOG:HAYIRLI OLSUN!!


Okumayı ve yazmayı çok seven bir insan olarak takip ettiğim bir çok blog var. Bir gün kendime 'Ben neden blog yazmıyorum' dedim hemen blog oluşturdum. Bloğumun kesin bir konusu yok. Kitaplardan filme,kişisel bakımdan müzik önerilerine kadar her şeyi bulabileceğinizi düşünüyorum :D 
Kendimle ilgili olarakta 20 yaşında sosyal hizmet 3. sınıfı okuyan sessiz sakin, kitaplara ve filmlere bağımlı bir kişiliğim diyebilirim. Bana özelden mesaj atarsanız bazı konularda kişisel danışmanlığınızı yapabilirim(tabiki hiçbir ücret talep etmeden:) 
Lütfen beni takipte kalın :D
 

Artemisin Feneri Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang